sağdın

listen to the pronunciation of sağdın
Турецкий язык - Английский Язык

Определение sağdın в Турецкий язык Английский Язык словарь

sağ
right

Did the error occur right from the start or later on? - When? - Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?

I order you to turn right. - Sana sağa dönmeni emrediyorum

sağ
alive

Tom escaped the gun battle alive and well. - Tom silahlı çatışmadan sağ salim kaçtı.

The doctors thought he was dead, but today he is still alive and healthy, and has a job and a family. - Doktorlar onun öldüğünü düşünmüştü ama o bugün hâlâ hayatta ve sağlıklı ve bir işi ve bir ailesi var.

sağ
abate
sağ
(Otomotiv) direction indicator
sağ
(Politika, Siyaset) the right

The rightmost lane is now under construction. - En sağdaki şerit yapım aşamasındadır.

I took the right fork of the road. - Yolun sağ çatalına gittim.

sağ
pure

The air by the sea is pure and healthy. - Deniz havası saf ve sağlıklıdır.

sağ
living

The poor girl made a living by selling flowers. - Zavallı kız, çiçek satarak geçimini sağladı.

Tom drives a truck for a living. - Tom geçimini sağlamak için bir kamyon sürmektedir.

sağ
able-bodied
sağ
dexter
sağ
right, (someone, something) who/which is on the right-hand side, dexter
sağ
right, the right-hand side
sağ
right hand

Tom caught the ball with his right hand. - Tom topu sağ eli ile yakaladı.

Tom has something in his right hand. - Tom'un sağ elinde bir şeyi var.

sağ
alive; sound, healthy; unadulterated, unmixed, pure katkısız
sağ
right wing

I have a right wing neighbor. - Sağ görüşlü bir komşum var.

sağ
offside
sağ
right in

Sami fired right into Layla's head. - Sami, Leyla'nın kafasının sağına doğru ateş etti.

Tom used to sit on my right in science class. - Tom fen sınıfımda sağ tarafımda otururdu.

sağ
pol. rightist, right-wing
sağ
pol. right wing
sağ
hoof
sağ
whole

All people shall have the right to maintain the minimum standards of wholesome and cultured living. - Tüm insanlar sağlıklı ve kültürlü yaşam minimum standartlarını koruma hakkına sahip olacaktır.

You're young. You have your whole life ahead of you. - Sen gençsin. Senin önünde sağlıklı bir hayat var.

Турецкий язык - Турецкий язык
sağdın
Избранное