sınırlanma

listen to the pronunciation of sınırlanma
Турецкий язык - Английский Язык

Определение sınırlanma в Турецкий язык Английский Язык словарь

sınırla
restrict

Restrictive practices can be damaging for industries. - Sınırlayıcı uygulamalar sanayiler için zararlı olabilir.

Entrance is restricted to those above 18. - Giriş 18 yaş üstü olanlara sınırlandırılmıştır.

sınırla
delimit
sınırla
{f} border

All countries have a responsibility to preserve the ancestral relics of every people group within their borders, and to pass these on to the coming generations. - Bütün ülkelerin sınırları dahilinde her insan gurubuyla ilgili tarihi eserleri korumak ve bunları gelecek nesillere aktarmak için bir sorumluluğu vardır.

Exporting is a commercial activity which transcends borders. - İhracaat sınırları aşan ticari bir etkinliktir.

sınırla
(Bilgisayar) limit to
sınırla
(Bilgisayar) limited to
sınırlanmak
limited
sınırla
localise
sınırla
circumscribe
sınırla
{f} localized

The firemen localized the fire. - İtfaiyeciler yangını sınırladılar.

sınırla
{f} bordering
sınırla
{f} delimited
sınırla
circumscribed
sınırla
{f} limit

Tom likes to push the limits. - Tom sınırları zorlamayı sever.

Tom doesn't actually live within Boston city limits. - Tom aslında Boston şehri sınırları içinde yaşamıyor.

sınırla
limited

Those children have limited verbal skills. - Şu çocuklar sözlü becerilerini sınırladı.

Our freedoms are being limited. - Özgürlüklerimiz sınırlanıyor.

sınırla
limiting

Renewable energy is essential for limiting the increase of the global temperature. - Yenilenebilir enerji, küresel sıcaklık artışını sınırlamak için gereklidir.

sınırla
restricted

Entrance is restricted to those above 18. - Giriş 18 yaş üstü olanlara sınırlandırılmıştır.

Freedom of speech was tightly restricted. - İfade özgürlüğü ciddi şekilde sınırlandı.

sınırlanmak
to be limited
Турецкий язык - Турецкий язык
Sınırlanmak durumu
sınırlanmak
Belli bir sınır içinde bırakılmak, belirlenmek: "Şairlerimizin duygu, düşünce dünyası, batılı ustalarının dünyalarıyla sınırlanmıştır."- N. Cumalı
sınırlanmak
Sınır çekilmek
sınırlanmak
Belli bir sınır içinde bırakılmak, belirlenmek
sınırlanma
Избранное