sınırlanma

listen to the pronunciation of sınırlanma
Турецкий язык - Английский Язык

Определение sınırlanma в Турецкий язык Английский Язык словарь

sınırla
restrict

Please restrict your orders to what is in our catalog. - Kataloğumuzda bulunanlara göre lütfen siparişlerinizi sınırlayın.

Entrance is restricted to those above 18. - Giriş 18 yaş üstü olanlara sınırlandırılmıştır.

sınırla
delimit
sınırla
{f} border

Exporting is a commercial activity which transcends borders. - İhracaat sınırları aşan ticari bir etkinliktir.

All countries have a responsibility to preserve the ancestral relics of every people group within their borders, and to pass these on to the coming generations. - Bütün ülkelerin sınırları dahilinde her insan gurubuyla ilgili tarihi eserleri korumak ve bunları gelecek nesillere aktarmak için bir sorumluluğu vardır.

sınırla
(Bilgisayar) limit to
sınırla
(Bilgisayar) limited to
sınırlanmak
limited
sınırla
localise
sınırla
circumscribe
sınırla
{f} localized

The firemen localized the fire. - İtfaiyeciler yangını sınırladılar.

sınırla
{f} bordering
sınırla
{f} delimited
sınırla
circumscribed
sınırla
{f} limit

Tom likes to push the limits. - Tom sınırları zorlamayı sever.

Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay. - Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.

sınırla
limited

Those children have limited verbal skills. - Şu çocuklar sözlü becerilerini sınırladı.

Our freedoms are being limited. - Özgürlüklerimiz sınırlanıyor.

sınırla
limiting

Renewable energy is essential for limiting the increase of the global temperature. - Yenilenebilir enerji, küresel sıcaklık artışını sınırlamak için gereklidir.

sınırla
restricted

Freedom of speech was tightly restricted. - İfade özgürlüğü ciddi şekilde sınırlandı.

Entrance is restricted to those above 18. - Giriş 18 yaş üstü olanlara sınırlandırılmıştır.

sınırlanmak
to be limited
Турецкий язык - Турецкий язык
Sınırlanmak durumu
sınırlanmak
Belli bir sınır içinde bırakılmak, belirlenmek: "Şairlerimizin duygu, düşünce dünyası, batılı ustalarının dünyalarıyla sınırlanmıştır."- N. Cumalı
sınırlanmak
Sınır çekilmek
sınırlanmak
Belli bir sınır içinde bırakılmak, belirlenmek
sınırlanma
Избранное