It is a lot of fun to drive a car.
- Araba sürmek çok eğlencelidir.
It is necessary to have a license to drive a car.
- Bir araba sürmek için bir ehliyete sahip olmak gereklidir.
I don't want to lead a dog's life any more.
- Artık mutsuz bir hayat sürmek istemiyorum.
Mary wants to lead a life worth living.
- Mary yaşamaya değer bir hayat sürmek istiyor.
Driving through that snowstorm was a nightmare.
- O kar fırtınasında araba sürmek bir kabustu.
Driving through that snowstorm was a nightmare.
- O kar fırtınasında araba sürmek bir kabustu.
Tom has been convicted of drunken driving twice in the last four years.
- Tom son dört yılda iki kez alkollü araba sürmekten mahkûm edildi.
You don't have to come up with an unusual topic for your speech.
- Konuşman için alışılmamış bir konu ileri sürmek zorunda değilsin.
You don't have to come up with an unusual topic for your speech.
- Konuşman için tuhaf bir konu ileri sürmek zorunda değilsin.
Jim is learning how to drive a car.
- Jim araba sürmeyi öğreniyor.
He urged her to drive carefully.
- Onu dikkatli araba sürmesi için uyardı.
Ambition drove him to murder.
- Hırs onu cinayete sürükledi.
Tom got into the driver's seat and drove off.
- Tom sürücünün yerine oturdu ve uzaklaştı.
Napoleon was exiled to St. Helena.
- Napolyon, St. Helena'ya sürüldü.
He was exiled from his own country.
- Kendi ülkesinden sürgün edildi.
The rain lasted a week.
- Yağmur bir hafta sürdü.
The rain lasted five days.
- Yağmur beş gün sürdü.
I had my driver's license renewed last month.
- Sürücü belgemi geçen ay yenilettim.
My little son can drive a car.
- Küçük oğlum araba sürebiliyor.
The war lasting for years impoverished the country.
- Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.
Have you ever driven a sports car?
- Hiç spor araba sürdün mü?
They had driven wagons.
- Vagonları onlar sürmüştü.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.
Napoleon was banished to Elba in 1814.
- Napolyon 1814'te Elba adasına sürgün edildi.
Tom was banished from the town.
- Tom kasabadan sürüldü.
I doubt that Tom would ever consider driving such a small car.
- Tom'un şimdiye kadar böyle küçük bir araba sürmeyi düşüneceğinden şüpheliyim.
Driving through that snowstorm was a nightmare.
- O kar fırtınasında araba sürmek bir kabustu.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.