If I'm away from home for a period of time, I will stop mail delivery.
- Eğer bir süre evden uzak olursam, posta servisini bırakacağım.
The union went out on a strike for an indefinite period.
- Sendika belirsiz bir süre için greve gitti.
They have lived here for a long time.
- Onlar uzun süredir burada yaşıyor.
I haven't seen anything of him for some time.
- Bir süredir onunla ilgili bir şey görmedim.
Tom has a short attention span.
- Tom'un kısa bir dikkat süresi var.
He has a short attention span.
- Kısa bir dikkat süresi var.
I have been on friendly terms with him for more than twenty years.
- Onunla yirmi yıldan daha fazla süredir samimiyim.
The president's term lasts four years.
- Cumhurbaşkanının görev süresi dört yıl sürer.
Keep distance from trucks and other vehicles when driving.
- Araba sürerken kamyonlardan ve diğer araçlardan uzak durun.
Dan dated Linda for a very short period of time.
- Dan çok kısa bir süre için Linda'yla flört etti.
I looked after him for a period of time.
- Ben bir süre için onun bakımını üstlendim.
While there is life, there is hope.
- Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
As long as there's life, there is hope.
- Hayat olduğu sürece, ümit vardır.
Tom has made steady progress.
- Tom sürekli ilerleme kaydetti.
Great successes are due to constant efforts.
- Büyük başarılar sürekli çabalar nedeniyledir.
Applications are due by Monday.
- Başvurular için süre sonu pazartesi.
Prices have risen steadily during the past decade.
- Fiyatlar son on yıl boyunca sürekli arttı.
They went skiing during their date.
- Onlar buluşmaları süresince kayak yapmaya gittiler.
I've been in China for less than a month.
- Bir aydan kısa bir süredir Çin'de bulunuyorum.
I haven't seen anything of him for some time.
- Bir süredir onunla ilgili bir şey görmedim.
For a while she did nothing but stare at me.
- Bir süre bana bakmaktan başka bir şey yapmadı.
It's so muggy; I think it will thunder in a short while.
- Hava çok sıkıntılı;sanırım kısa süre içinde gök gürleyecek.
Dr. Valeri Polyakov, a Russian cosmonaut, was in space from January 8, 1994 to March 1995. He holds the record for the longest continuous stay in space.
- Dr. Valeri 8 ocak 1994 ten Mart 1995 e kadar uzayda kalan bir Rus kozmonottur. Uzayda en uzun süre kalma rekorunu elinde bulunduruyor.
Air atoms and molecules are constantly escaping to space from the exosphere.
- Hava atomları ve molekülleri sürekli egzosferden uzaya kaçmaktadır.
In the meantime you can just put on a sweater if you're cold.
- Bu süre zarfında eğer üşüyorsan sadece bir kazak giy.
The natives were tormented by a long spell of dry weather.
- Yerlilere uzun süre kurak havayla işkence yapıldı.
My season ticket expires on March 31.
- Benim sezon biletimin süresi 31 Martta doluyor.
The length of our stay there will be one week.
- Bizim orada kalma süremiz bir hafta olacak.
How long does Tony run every day?
- Tony her gün ne kadar süre çalışır?
How long can we survive in here before we run out of air?
- Havayı bitirmeden önce ne kadar süre burada yaşayabiliriz?
A bout lasts about five minutes.
- Bir nöbet yaklaşık beş dakika sürer.