I wanted to resume my normal life.
- Normal hayatımı sürdürmek istedim.
It is hard to maintain one's reputation.
- Birinin ününü sürdürmek zordur.
Women use talking to maintain personal relationships.
- Kadınlar kişisel ilişkileri sürdürmek için konuşmayı kullanırlar.
I wanted to resume my normal life.
- Normal hayatımı sürdürmek istedim.
I want to continue to help women.
- Kadınlara yardımcı olmayı sürdürmek istiyorum.
Do you intend to pursue your education?
- Eğitimini sürdürmek istiyor musun?
After the hatchet job my boss did on my proposal, I'm not sure how long I want to keep on working here.
- Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim.
We intend to persist.
- Biz sürdürmek istiyoruz.
He had to lead a miserable life for many years.
- O yıllarca sefil bir hayat sürdürmek zorunda kaldı.
It is difficult to keep up a conversation with someone who only says yes and no.
- Sadece evet ve hayır diyen biriyle bir konuşmayı sürdürmek zor.
It is easy to make a man one's friend, but hard to keep him so.
- Bir insanı birinin arkadaşı yapmak kolaydır fakat onu öyle sürdürmek zordur.
I had to keep moving.
- Hareket etmeyi sürdürmek zorunda kaldım.
Tom thought he could reach the airport on time if he drove a little over the speed limit.
- Tom birazcık hız limitinin üzerinde sürerse vaktinde havaalanına yetişebileceğini düşündü.
Tom drove Mary's car to Boston.
- Tom Mary'nin arabasını Boston'a sürdü.
He was exiled from his own country.
- Kendi ülkesinden sürgün edildi.
Napoleon was exiled to St. Helena.
- Napolyon, St. Helena'ya sürüldü.
The speech lasted thirty minutes.
- Konuşma otuz dakika sürdü.
The rain lasted five days.
- Yağmur beş gün sürdü.
My little son can drive a car.
- Küçük oğlum araba sürebiliyor.
Do you know how to drive?
- Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
The war lasting for years impoverished the country.
- Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.
She has never been in a car driven by him.
- O, onun tarafından sürülen bir arabada asla bulunmadı.
Tom shouldn't have driven Mary's car.
- Tom Mary'nin arabasını sürmemeliydi.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.
He was banished to an island for high treason.
- O vatana ihanet için bir adaya sürüldü.
Napoleon was banished to Elba in 1814.
- Napolyon 1814'te Elba adasına sürgün edildi.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.