I saw a flock of birds flying aloft.
- Havada uçan bir kuş sürüsü gördüm.
A boy was driving a flock of sheep.
- Bir oğlan koyun sürüsünü güdüyordu.
A herd of friesian cattle graze in a field in British countryside.
- Siyah alaca sığır sürüsü İngiliz kırsalında bir tarlada otlar.
Tom got into the driver's seat and drove off.
- Tom sürücünün yerine oturdu ve uzaklaştı.
Sami drove a Rolls Royce.
- Sami bir Rolls Royce sürüyordu.
Wolves travel in packs, but eagles fly alone.
- Kurtlar sürüyle gezer ama kartallar yalnız uçar.
Wolves travel in packs.
- Kurtlar sürüler halinde dolaşırlar.
A swarm of wasps attacked the children.
- Bir eşekarısı sürüsü çocuklara saldırdı.
A swarm of hornets attacked the children.
- Bir eşek arısı sürüsü çocuklara saldırdı.
I watch a lot of gangster movies.
- Bir sürü gangster filmi izliyorum.
There was a crowd of students waiting in front of the library.
- Kütüphanenin önünde bekleyen bir sürü öğrenci vardı.
This game has you battle against hordes of evil stoats.
- Bu oyun seni kötü gelincik sürülerine karşı savaştırır.
The clouds scudded across the sky.
- Bulutlar gökyüzünde rüzgarla sürüklendi.
There are lots of clouds in the sky today.
- Bugün gökyüzünde bir sürü bulut var.
Lots of women both run a home and go out to work.
- Bir sürü kadın hem evde çalışırlar hem de dışarı çalışmaya giderler.
The exhibit runs through October 20th.
- Sergi 20 Ekim'e kadar sürüyor.
I have lots of rubber bands.
- Bir sürü paket lastiğim var.
There were a lot of great bands at the festival.
- Festivalde bir sürü büyük gruplar vardı.
How long is the flight?
- Uçuş ne kadar sürüyor?
How long is the flight from Tokyo to Hawaii?
- Tokyo'dan Hawai'ye uçuş ne kadar sürüyor?
You have tons of friends.
- Bir sürü arkadaşın var.
When I got to the office, I had tons of work waiting for me. I was running around like a chicken with its head cut off.
- Ofise vardığımda, beni bekleyen bir sürü işim vardı. Kafası kesilmiş bir tavuk gibi oradan oraya koşuşturuyordum.
The monkey, trained properly, will be able to do a lot of tricks.
- Düzgün eğitilmiş maymun bir sürü oyun yapabilecek.
The train driver signals the departure with his whistle.
- Tren sürücüsü, düdüğüyle kalkışın sinyalini verdi.
Our school library has many books.
- Okul kütüphanemizin bir sürü kitabı var.
Our boat followed a school of fish.
- Bizim tekne bir balık sürüsünü izledi.
Our plan has lots of advantages.
- Planımızın bir sürü avantajı var.
Mr Miyake showed me lots of places during my stay in Kurashiki.
- Bay Miyake Kurashiki'de kaldığım sırada bana bir sürü yer gösterdi.
Tom's got heaps of friends.
- Tom'un bir sürü arkadaşı var.
There are a lot of beautiful places in Japan.
- Japonya'da bir sürü güzel mekân var.
I have a lot of friends.
- Bir sürü arkadaşım var.
Sürü Yönetim Sİstemi.