He loves making sweeping statements without the slightest evidence.
The sidewalk needed a sweeping every morning.
I wiped the dirt off my pants.
- Ben pantolonumdaki kiri süpürdüm.
We need to sweep up the dust.
- Tozu süpürmemiz gerekir.
She ordered the room to be swept.
- Odanın süpürülmesini buyurdu.
She swept the dirt from the porch.
- Verandadan dökülen kirleri süpürdü.
Sweeping the room is my daughter's job.
- Odayı süpürmek kızımın işidir.
My father is sweeping the garage.
- Babam garajı süpürüyor.
Not only did I forget to close the window, but I also forgot to sweep.
- Sadece pencereyi kapatmayı değil aynı zamanda süpürmeyi de unuttum.
Tom asked Mary to sweep the floor.
- Tom Mary'den yeri süpürmesini istedi.