He loves making sweeping statements without the slightest evidence.
The sidewalk needed a sweeping every morning.
I wiped the dirt off my pants.
- Ben pantolonumdaki kiri süpürdüm.
We need to sweep up the dust.
- Tozu süpürmemiz gerekir.
I swept the floor in the kitchen.
- Mutfakta zemini süpürdüm.
She ordered the room to be swept.
- Odanın süpürülmesini buyurdu.
I see her sweeping the room.
- Onu odayı süpürürken görüyorum.
Tom resumed sweeping the floor.
- Tom yeri süpürmeye devam etti.
Tom asked Mary to sweep the floor.
- Tom Mary'den yeri süpürmesini istedi.
A banking scandal is sweeping across Capitol Hill.
- Bir bankacılık skandalı Capitol Hill'i baştan başa süpürüyor.