The media got wind of a rumor about his engagement and came quickly.
- Medyanın onun sözleşmesi ile ilgili bir söylenti rüzgarı vardı ve hızlı geldi.
I have a previous engagement.
- Bir önceki sözleşmem var.
No ambiguities are allowed in a contract.
- Bir sözleşmede belirsizliklere izin verilmez.
The contract is in the bag, so let's go out and celebrate.
- Sözleşme çantada, öyleyse kutlamak için dışarı çıkalım.
Did you make a formal agreement with him?
- Onunla resmi bir sözleşme yaptın mı?
Thank you for the draft of the Agreement.
- Sözleşme taslağı için sana teşekkür ederim.
I don't censor their articles.
- Onların sözleşmelerini sansürlemem.
Bush never violated the Geneva Convention.
- Bush Cenevre Sözleşmesi'ni asla ihlal etmedi.
Bush respects the Geneva Convention.
- Bush Cenevre Sözleşmesine saygı duyuyor.
I will not translate contracts anymore.
- Artık sözleşmeleri çevirmeyeceğim.
I want to sign the contracts.
- Sözleşmeleri imzalamak istiyorum.