söylendi

listen to the pronunciation of söylendi
Турецкий язык - Английский Язык
told to
söyle
{f} said

You didn't do a very good job, I said. - Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.

I remember what he said. - Onun ne söylediğini hatırlıyorum.

söyle
spit it out !
söyle
told

Don't forget what I told you. - Sana söylediklerimi unutma.

He told me that his father was dead. - O bana babasının öldüğünü söyledi.

söyle
told to
söyle
say

I've got nothing to say to him. - Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.

Say it in another way. - Onu başka bir şekilde söyle.

söyle
confide

I told you that in confidence, so why did you tell Jane about it? - Onu sana sır olarak söyledim, öyleyse niçin Jane'e ondan bahsettin?

He hasn't said anything publicly, but in confidence he told me he's getting married. - O bana alenen bir şey söylemedi ama sır olarak o bana evleneceğini söyledi.

söyle
tell

Please tell me your address. - Lütfen adresini bana söyle.

Tell me which of the two cameras is the better one. - İki kameradan hangisinin daha iyi olduğunu bana söyle.

söyle
{f} saying

He began by saying that he would not speak very long. - O, çok uzun konuşmayacağını söyleyerek başladı.

It goes without saying that honesty is the key to success. - Başarının anahtarı olan dürüstlük söylenilmediği taktirde sürer

söyle
dictate
söyle
mouth

Tom opened his mouth to say something, but Mary interrupted him. - Tom bir şey söylemek için ağzını açtı ama Mary sözünü kesti.

Tom kept his mouth shut and didn't tell anyone what had happened. - Tom ağzını kapalı tuttu ve ne olduğunu kimseye söylemedi.

söyle
apprise
söyle
told#to
söyle
spit it out
söyle
toldto
söylendi
Избранное