run a program with modified scheduling priority

listen to the pronunciation of run a program with modified scheduling priority
Английский Язык - Турецкий язык

Определение run a program with modified scheduling priority в Английский Язык Турецкий язык словарь

nice
{s} hassas
nice
güzel bir şekilde

Leyla güzel bir şekilde giyindi. - Layla dressed nicely.

O çok güzel bir şekilde sorulan bir soru değil. - That's not a very nicely asked question.

nice
kıyak
nice
güzel

Yüksek yerlerde arkadaşlara sahip olmak güzel olmalı. - It must be nice to have friends in high places.

Tarz güzel, ama farklı bir renginiz var mı? - The style is nice, but do you have it in a different color?

nice
duyarlı
nice
kötü

Kel olmakla ilgili güzel şeylerden biri, asla kötü bir saçlı bir gününün olmamasıdır. - One of the nice things about being bald is that you never have a bad hair day.

O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz. - He is very nice. He never speaks ill of others.

nice
tatlı

O, tatlı genç bir adam oldu. - He became a nice young man.

Leyla çok hoş tatlı bir kadındı. - Layla was a very nice sweet woman.

nice
yakşı
nice
kibar

O, kibar genç bir adamla tanıştı. - He met a nice young man.

Çok kibarsın diye Willie yanıtladı. - That's very nice of you, Willie answered.

nice
iyi

Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor. - Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me.

Buranın yakınında iyi bir Tayland restoranı var. - There's a nice Thai restaurant near here.

nice
yanlış
nice
nazik

Hemşireler çok nazik. - The nurses are very nice.

Bana karşı çok naziktin, ve ben gerçekten hoş bir yolculuk yaptım. Çok teşekkür ederim. - You were so nice to me, and I had a really pleasant trip. Thanks so much.

nice
{s} hoş

Bir kırmızı araba ve bir beyaz olanı gördüm.Kırmızı olan beyaz olandan daha hoş görünüyordu. - I saw a red car and a white one. The red one was nicer looking than the white one.

Bunlar iki hoş resimdir. - These are two nice pictures.

nice
cazip
nice
iyice yanmış
nice
nicenessincelik
nice
{s} latif, tatlı
nice
{s} dakik
nice
latifçe
nice
dakik olma
Английский Язык - Английский Язык
nice
run a program with modified scheduling priority

    Расстановка переносов

    run a pro·gram with mo·di·fied scheduling pri·o·ri·ty

    Турецкое произношение

    rʌn ı prōgräm wîdh mädıfayd skeculîng prayôrıti

    Произношение

    /ˈrən ə ˈprōˌgram wəᴛʜ ˈmädəˌfīd ˈskeʤo͞oləɴɢ prīˈôrətē/ /ˈrʌn ə ˈproʊˌɡræm wɪð ˈmɑːdəˌfaɪd ˈskɛʤuːlɪŋ praɪˈɔːrətiː/
Избранное