Engebeli kuzey yüzüne tırmandılar.
- They climbed the rugged north face.
Bu yüzey engebelidir.
- This surface is rugged.
Masamın altına bir kilim koydum.
- I put down a rug under my desk.
Tibetli kilim dokumacıları geleneksel tasarımlar ve düğümler kullanır. Dolayısıyla onların kilimleri basit, doğal bir görünüme sahiptir.
- Tibetan rug weavers use traditional designs and knotting. Hence their rugs have a simple, natural look.
Tom bir İran halısı satın aldı.
- Tom bought a Persian rug.
Lütfen ilk önce halıyı temizle.
- Please beat the rug, first.
Anneannemin yeşil bir seccadesi vardı.
- My grandmother had a green prayer rug.
Genelde camilerde seccade bulunur.
- At the mosques, prayer rugs are generally found.
Is that a rug on his head?.
Note that rug and carpet are not synonymous; rug covers part of the floor, a carpet covers most or a large area of the floor; a fitted carpet runs wall-to-wall.