Tom randevusu için bir çiçek ve bir hediye aldı.
- Tom bought, for his rendezvous, a flower and a gifts.
Yarın amcamla randevum var.
- I have a rendezvous with my uncle tomorrow.
Buluşma noktasına yaklaşıyoruz.
- We're approaching the rendezvous point.
Tom ve kalan soyguncular bir metro istasyonunda buluştular.
- Tom and the rest of the robbers rendezvoused at a subway station.
Buluşma noktasına yaklaşıyoruz.
- We're approaching the rendezvous point.