Durum şiddetle sonuçlandı.
- The situation resulted in violence.
Bütün olarak ben sonuçtan memnunum.
- On the whole I am satisfied with the result.
Eğer herhangi bir sayıyı sıfıra bölerseniz, sonuç tanımsızdır.
- If you divide any number by zero, the result is undefined.
Çoğu hastalık yoksulluktan sonuçlanır.
- Many diseases result from poverty.
Sonuç tatmin edici olmaktan uzaktı.
- The result was far from being satisfactory.
Bir adam kral olmak istediğine karar verir; çok geçmeden bu arzunun sonucu olarak binlerce insan ölür.
- A man decides he wants to be king; thousands of people die shortly thereafter as a result of this desire.
Teşebbüsüm sonuç vermedi.
- My attempt gave no result.
Çabalarım hiç sonuç vermedi.
- My efforts produced no results.
... Because I had some money as a result of PayPal, ...
... almost three times as many people are killed as a result of war ...