Üstlerine karşı saygıyla davranır.
- He behaves respectfully toward his superiors.
Tom saygıyla şapkasını çıkardı.
- Tom respectfully removed his hat.
Öğrenciler öğretmenlerine karşı saygılı değildiler.
- The students were not respectful towards their teacher.
Tom kibar ve saygılı bir genç adamdır.
- Tom is a nice and respectful young man.
Onlara saygı göstermek zorundasın.
- You've got to respect them.
Tom'un isteklerine saygı göstermek zorundaydım.
- I had to respect Tom's wishes.
Japonlar saygı belirtisi olarak her zaman eğilmezler.
- The Japanese do not always make a bow as a mark of respect.
Gençler yaşlılara saygı göstermeliler.
- The young should respect the old.
Talebini hürmetkar bir lisanla arzetti.
- He couched his demand in respectful words.
Talebini hürmetkar bir lisanla arzetti.
- He couched his demand in respectful words.
Erkek ve kadınlar birçok açıdan tamamen farklıdırlar.
- In many respects, women and men are totally different.
Ben her açıdan başarısız oldum.
- I've failed in every respect.
Bu bakımdan haklısın.
- In this respect, you're right.
Sanırım kırsal yaşam bazı bakımlardan şehir yaşamından daha üstündür.
- I think country life is superior to city life in some respects.
Herhangi bir yaşta Allah'a tapmak ve ebeveynlere saygı duymak daha önemlidir.
- It is important, in any age, to adore God and to respect one's parents.
Hindular et, özellikle sığır eti yemezler, onlar hayvanların yaşamlarına saygı duymak için temel olarak vejetaryendirler,
- Hindus don't eat meat, in particular beef, and they are mainly vegetarian in order to respect the animals' lives.
Kurallara uymak çok önemlidir.
- It's very important to respect the rules.
İngiltere birçok yönden Japonya'ya benzer.
- England resembles Japan in many respects.
Bazı yönlerden hatalısın.
- You are wrong in some respects.
Bir kişinin karakterini tanı ve saygı duy.
- Recognize and respect the personality of a person.
O, bir Amerikalı bilim adamı, Albert Einstein'a saygı duyuyor.
- He respects Einstein, an American scientist.
Bu mektuplarla ilgili olarak, sanırım en iyi şey onları yakmaktır.
- With respect to these letters, I think the best thing is to burn them.
Mali konularla ilgili olarak, Bay Jones şirketteki başka birinden daha çok bilir.
- With respect to financial matters, Mr. Jones knows more than anyone else in the company.
Kurallara uymak çok önemlidir.
- It's very important to respect the rules.
Turistler seyahat ederken yerel kültürlere uymaya dikkat etmeliler.
- Tourists should take care to respect local cultures when they are travelling.
The mourners paid their last respects to the deceased poet.
They failed to respect the treaty they had signed, and invaded.
Syngman Rhee kept imprisoned the Dowager Queen Yun Empress Sunjeong of the Korean Empire for fear of the respect the people held for her.