He is very formal with us.
- O bizimle çok resmîdir.
There's no need for you to prepare a formal speech.
- Resmî bir konuşma hazırlamana gerek yoktur.
He could not sign official papers.
- Resmî evrakları imzalayamadı.
What are his official job duties?
- Onun resmî iş görevleri nelerdir?
This book gives a good picture of life in America during the Civil War.
- Bu kitap, İç Savaş sırasında Amerika'daki yaşamın iyi bir resmini verir.
The president of Tanzania was on a state visit to Finland in 1998 together with his wife.
- Tanzanya Cumhurbaşkanı, karısıyla birlikte 1998 yılında Finlandiya'ya resmi bir ziyaretteydi.
The Head of State is here on an official visit.
- Devlet Başkanı burada resmi bir ziyarette.