Durmadan masum olduğunu söyledi.
- She repeatedly said that she was innocent.
Otobiyografisinde, tekrar tekrar mutsuz okul günlerinden bahsediyor.
- In his autobiography, he repeatedly refers to his unhappy school days.
Tom o suçlamaları tekrar tekrar reddetti.
- Tom has repeatedly denied those charges.
Telefon defalarca çaldı.
- The telephone rang repeatedly.
Tom defalarca Mary'yi bıçakladı.
- Tom stabbed Mary repeatedly.
Bir bütün olarak tanımadan bir hatayı tekrarlamak hepsinin içinde en büyük hatadır.
- Repeating a mistake without recognizing it as one, is the biggest mistake of all.
Çılgınlık, sonuçların farklı olacağını umarak, aynı deneyimi tekrarlamaktır.
- Madness is repeating the same experience, expecting the results to be different.
Kendini tekrar etmekten vazgeç.
- Stop repeating yourself.
Tom'la konuşurken sık sık şeyleri tekrar etmek zorundayım.
- I often have to repeat things when I talk to Tom.
Hayır, İngiliz tekrarladı.
- No, repeated the Englishman.
Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.
- His repeated delinquencies brought him to court.
Tarih tekerrür etmez ama kafiye yapar.
- History does not repeat itself, but it does rhyme.
Tarih kendini tekerrür edebilir.
- History may be repeating itself.
Böylesine dikkatsiz bir hatayı tekrarlama.
- Don't repeat such a careless mistake.
Bir bütün olarak tanımadan bir hatayı tekrarlamak hepsinin içinde en büyük hatadır.
- Repeating a mistake without recognizing it as one, is the biggest mistake of all.
Tekrar tekrar denedim.
- I tried again and again.
O tekrar tekrar kapıyı çaldı, ama cevap yoktu.
- He knocked at the door again and again, but there was no answer.
Bir yalanın tekrarlanması onu doğru yapmaz.
- Repeating a lie does not make it true.
Trajedi tekrarlanmaması için hatırlanmalı.
- The tragedy must be remembered so that it is not repeated.
Birbirlerine bakan iki ayna, sonsuza kadar yinelenen bir görüntü yarattı.
- The two mirrors facing each other created a repeating image that went on to infinity.
Bu kitap defalarca okumaya değer.
- This book is worth reading again and again.
O, mektubunu defalarca okudu.
- She read his letter again and again.
Soruyu yinelememi ister misin?
- Do you want me to repeat the question?
Birbirlerine bakan iki ayna, sonsuza kadar yinelenen bir görüntü yarattı.
- The two mirrors facing each other created a repeating image that went on to infinity.
Soruyu yinelememi ister misiniz?
- Would you like me to repeat the question?
Soruyu yinelememi ister misin?
- Do you want me to repeat the question?
He repeatedly violated the court order, and shall now be punished.
We gave up after the third repeat because it got boring.
The scientists repeat the experiment in order to confirm the result.
... So I want to bring one point out which repeatedly comes up ...