Определение renkler в Турецкий язык Английский Язык словарь
- colors
Tom doesn't like dark colors in his home.
-Tom evinde koyu renklerden hoşlanmaz.
The dog cannot distinguish between colors.
-Köpek renkleri ayırt edemez.
- colours
The slogan for the day dedicated to counter extremism was, rainbow colours instead of brown.
-Aşırılığa karşı çıkmak için ithaf edilmiş gün için slogan kahverengi yerine gök kuşağı renkleri idi.
You should darken the colours a little.
-Renkleri biraz koyulaştırmalısın.
- renk
- {i} colour
I like the bright colours.
-Parlak renkleri severim.
The Indian flag is called the tricolour because it has stripes of three colours – saffron, white and green.
-Hint bayrağına üç renkli bayrak denir, çünkü safran, beyaz ve yeşil, üç renkli çizgileri var.
- renk
- {i} color
We have the extra-large size, but not in that color.
-Büyük bedenimiz var, ama o renk mevcut değil.
Colorless green ideas sleep furiously.
-Renksiz yeşil fikirler öfkeli bir şekilde uyur.
- renkler bilimi
- chromatics
- renkler ve çizgiler
- (Bilgisayar) colors and lines
- renk
- {i} flush
- renk
- hue
- birincil renkler
- primary colours
- birincil renkler
- (Bilgisayar) primary colors
- ikincil renkler
- secondary colors
- renk
- (Bilgisayar) colors
The hill glows with autumnal colors.
-Tepe sonbahar renkleri ile parlıyor.
The dog cannot distinguish between colors.
-Köpek renkleri ayırt edemez.
- renk
- cab colour
- renk
- tinction
- yerel renkler
- (Kimya) local color
- renk
- {i} tint
- Renk
- (Tıp) colo r
- açık renkler
- lights
- ilkel renkler
- (Fotoğrafçılık) primitive colours
- kontrast renkler
- contrasting colors
- kontrast renkler ve geometrik desenlerle sanat
- opart
- koyu renkler
- darks
- normal renkler
- (Bilgisayar) normal colors
- prizmatik renkler
- prismatic colors
- renk
- color; hue; coloring
- renk
- tincture
- renk
- (someone's) true colors; (someone's) true nature; (someone's) true opinions or beliefs
- renk
- complexion
- renk
- colour [Brit.]
- renk
- coloring
- renk
- colouring [Brit.]
- renk
- color (colour)
- renk
- color, character, quality, tone, complexion
- renk
- colour, color
- renk
- choromo
- renk
- {i} colouring
- renk
- dye
What color do you want to dye your hair?
-Saçını boyamak için ne renk istersin?
I wouldn't have dyed my hair that color.
-Ben saçımı o renk boyatmazdım.
- soğuk renkler
- cool colors
- standart renkler
- (Bilgisayar) standard colors
- sıcak renkler
- warm colors
- sıcak renkler
- warm colours
- yöresel renkler
- topical colors
- zevkler ve renkler tartışılmaz
- There is no accounting for tastes
- zıt renkler
- transverse colors
Связанные Термины
Определение renkler в Турецкий язык Турецкий язык словарь
- elvan
- (Osmanlı Dönemi) elvân
- RENK
- (Osmanlı Dönemi) Bulanık su
- Renk
- nukbe
- Renk
- (Osmanlı Dönemi) SEBİR
- Renk
- (Osmanlı Dönemi) GUN
- Renk
- (Osmanlı Dönemi) NECR
- Renk
- (Osmanlı Dönemi) BÂC
- Renk
- (Osmanlı Dönemi) SEHANE
- Renk
- boya
- renk
- Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum: "Birisi sütsüz çikolata renginde, uzun boylu, geniş omuzlu, Amerikan boksörlerine benziyordu."- A. Gündüz
- renk
- Nitelik
- renk
- Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum
- renk
- Nitelik, özellik, ölçü
- soğuk renkler
- Mavi, lâcivert ve mor renk ve bu renklerin tonlarına verilen ad
- sıcak renkler
- Sarı, kırmızı ve turuncu renk ve bu renklerin tonlarına verilen ad