Tom Mary ve John'un onu öldürmeye çalıştığını hatırladı.
- Tom remembered that Mary and John had tried to kill him.
Tom ilk karşılaştığında Mary'nin ne kadar güzel olduğunu hatırladı.
- Tom remembered how beautiful Mary had been when he first met her.
Tom'u hep böyle anımsamak istemez miydiniz?
- Wouldn't you want to remember Tom always in this fashion?
Onun adını hatırlamak çok zordur.
- His name is very difficult to remember.
İsimleri hatırlamakta hep zorlanırım.
- I always have trouble remembering names.
Arkadaşlarının kim olduğunu hatırlamak önemlidir.
- It is important to remember who your friends are.
Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi.
- My Japanese teacher used to use a song to help us remember verb conjugations. No one really sang along.
Japonya'da araba sürdüğünüzde soldan gitmeyi unutmayın.
- When you drive in Japan, remember to keep to the left.
Yarın yedide beni uyandırmayı unutmayın.
- Please remember to wake me up at seven tomorrow.
Tom'un beni anımsayıp anımsamayacağını merak ediyorum.
- I wonder whether Tom will remember me.
Tanıştığımız günü anımsarım.
- I remember the day we met.
Şimdi bile, ara sıra seni görmek istediğimi düşünüyorum. Fakat bugünkü seni değil geçmişten hatırladığım seni.
- Even now, I occasionally think I'd like to see you. Not the you that you are today, but the you I remember from the past.
Tom onu hatırlayıp hatırlamadığını bilmek istiyor.
- Tom wants to know if you remember him.
Tom Mary'yi hatırlayıp hatırlamadığınızı bilmek istiyor.
- Tom wants to know if you remember Mary.
Bütün yapman gereken, bu üç basit adımı unutmamak.
- All you need to do is remember these three very simple steps.
Yarın bu kitabı satın almayı unutmamak zorundayım.
- I have to remember to buy this book tomorrow.
Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
- I can remember the warmth of her hands.
Onun adını hatırlayamıyorum.
- I can't remember her name.
Ölmeden önce bir şeye ulaşmak istiyorum. Hatırlanacak bir şey.
- I want to achieve something before I die. Something I'll be remembered for.
Tom her zaman hatırlanacak.
- Tom will always be remembered.
Her set gaze gathered.
Please remember me to your brother.
Please remember this formula!.
I remember locking the door.
Remember to lock the door when you go out.
You don't have to remind him, he remembers very well.
... I started by talking about how civilizations are remembered. Then I talked about what ...
... will be remembered far longer than any person of wealth or fortune. Einstein's reconceptualization ...