He is sure to set a new record in the triple jump.
- O, üçlü atlamada yeni bir rekor kıracağından emin.
Tom broke the world record.
- Tom dünya rekoru kırdı.
The US unemployment rate hit a record high in 2009.
- ABD işsizlik oranı 2009 yılında rekor kırdı.
The UK employment rate is at a record high.
- İngiltere'de istihdam oranı rekor düzeyde.