Tom declined Mary's invitation.
- Tom Mary'nin davetini reddetti.
I intend to decline his offer to help me.
- Bana yardım etmek için yaptığı teklifi reddetmek niyetindeyim.
I have to deny your request.
- İsteğini reddetmek zorundayım.
I'm not going to deny it.
- Bunu reddetmeyeceğim.
She rejected my proposal.
- O benim önerimi reddetti.
My boss rejected the budget for the new project.
- Patron yeni proje için bütçeyi reddetti.