His application was rejected.
- Onun başvurusu reddedildi.
For understandable reasons, they have been rejected.
- Anlaşılabilir nedenlerden dolayı reddedildiler.
Tom's proposal was denied.
- Tom'un önerisi reddedildi.
Tom was denied entry.
- Tom'un girişi reddedildi.
Tom's offer was refused.
- Tom'un teklifi reddedildi.
You were refused entry because you were too drunk.
- Girişin reddedildi çünkü fazla sarhoştun.
Tom's offer was declined.
- Tom'un teklifi reddedildi.
I declined for personal reasons.
- Ben kişisel nedenler için reddedildim.
I intend to decline his offer to help me.
- Bana yardım etmek için yaptığı teklifi reddetmek niyetindeyim.
He declined my proposal.
- O benim önerimi reddetti.
I'm not going to deny it.
- Bunu reddetmeyeceğim.
I have to deny your request.
- İsteğini reddetmek zorundayım.
Jefferson rejected this idea.
- Jefferson bu fikri reddetti.
She rejected my proposal.
- O benim önerimi reddetti.
I plan on refusing to do that.
- Onu yapmayı reddetmeyi tasarlıyorum.
In a sense you are right in refusing to join that club.
- Bir bakıma, o klübe katılmayı reddetmekte haklısın.
Doctors refused to perform a second operation.
- Doktorlar ikinci operasyonu uygulamayı reddettiler.
She refused his offer.
- Onun teklifini reddetti.
My neighbor rejected my request to cut his tree.
- Komşu ağacını kesme ricamı reddetti.
My boss rejected the budget for the new project.
- Patron yeni proje için bütçeyi reddetti.
Her parents disowned her and kicked her out of the house.
- Ebeveynleri onu evlatlıktan reddetti ve onu evden kovdu.
Tom's father disowned him.
- Tom'un babası onu evlatlıktan reddetti.