O,o kediye bakmak için istekliydi.
- He was willing to care for that cat.
Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi.
- My sponsor was willing to agree to my suggestion.
Tom bir şey denemek için gönüllü.
- Tom is willing to try anything.
Tom'un bize yardım etmek için gönüllü olduğundan oldukça eminim.
- I'm pretty sure Tom's willing to help us.
Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.
- An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources.
Çalışmak istemeyen, yemek de yemesin.
- If anyone is not willing to work, then he is not to eat, either.
O her zaman başı dertte olan insanlara yardım etmeye hazırdı.
- She was always willing to help people in trouble.
Tom Mary için neredeyse her şeyi yapmaya hazır.
- Tom is willing to do almost anything for Mary.
Onu yapmak için dünden razı olurdum.
- I would be more than willing to do that.
Onu hala bedava yapmaya razıyım.
- I'm still willing to do that for free.
If my boyfriend isn't willing to change his drinking habits, I will split up with him.