We must avoid calling on others without an appointment.
- Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.
When was your most recent dental appointment?
- En son diş randevun ne zamandı?
Jane could not believe it when her date polished off an entire chocolate cake.
- Jane randevusunda tüm bir çikolatalı kekin bittiğine inanamadı.
Tom brought a flower and presents for his date.
- Tom randevusu için bir çiçek ve hediyeler aldı.
Do you have any engagement tomorrow?
- Yarın herhangi bir randevun var mı?
I can't go with you. I have an engagement.
- Seninle gidemem. Bir randevum var.
Tom has an appointment at 2:30.
- Tom'un 2.30'da randevusu var.
I'd like to make an appointment for the day after tomorrow.
- Ben öbür gün için bir randevu istiyorum.
Tom bought, for his rendezvous, a flower and a gifts.
- Tom randevusu için bir çiçek ve bir hediye aldı.
I have a rendezvous with my uncle tomorrow.
- Yarın amcamla randevum var.
I'd like to make an appointment with Dr. King.
- Dr. King'ten bir randevu almak istiyorum.
I'd like to make an appointment to see the doctor.
- Doktordan muayene için bir randevu almak istiyorum.
I don't have to make an appointment.
- Randevu vermek zorunda değilim.
Tom is hardly ever late for appointments.
- Tom neredeyse randevularına hiç geç kalmaz.
Tom is rarely late for appointments.
- Tom randevulara nadiren geç kalır.