She was untouched by his tale of woes.
There are practically no untouched forests left in Europe.
Politics was an untouched topic in our family.
He left his vegetables untouched.
I'm adding the finishing touches now.
- Ben şimdi son rötuşları yapıyorum.
That plan still needed some finishing touches.
- O planın hâlâ bazı son rötuşlara ihtiyacı vardı.
I'll add the finishing touches.
- Son rötuşları ekleyeceğim.
That plan still needed some finishing touches.
- O planın hâlâ bazı son rötuşlara ihtiyacı vardı.
I'll add the finishing touches.
- Son rötuşları ekleyeceğim.
I'm adding the finishing touches now.
- Ben şimdi son rötuşları yapıyorum.