Posta parası karşılığı mektuplara, damga resmine karşılık kâğıtlara yapıştırılan, basılı küçük kâğıt parçası: "Mektuplarına kendi pullarını yapıştırırlar, kendi memurlarıyla sevk ederlerdi."- F. R. Atay
Bazı giysilerde süs olarak kullanılan parlak, incecik, genellikle metal levhacık: "Arkasında bir omzu tamamıyla açık, altın pul işlemeli bir akşam tuvaleti vardı."- H. E. Adıvar
Balıkların, sürüngenlerin ve bazı kuşlarla memelilerin vücudunu kaplayan boynuzsu, sert levhacık: "Bir adamla minimini bir kız çocuğu elleri balık pulu içinde balık avlıyordu."- S. F. Abasıyanık. Üzerinde bulunduğu organa yapışık, biçim ve yapıca çok basit yaprakların her biri
Eklem bacaklılardan, kanatları geniş ve sayısız küçük pullarla örtülü, sıvıları emmek için hortum biçiminde ağzı olan, başkalaşmaya uğramış böcekleri, kelebekleri içine alan böcekler takımı