puanlandırmak

listen to the pronunciation of puanlandırmak
Турецкий язык - Английский Язык

Определение puanlandırmak в Турецкий язык Английский Язык словарь

puan
score

I scored only 33 points on the test. - Ben testte sadece 33 puan aldım.

He got a better score than us. - Bizden daha iyi bir puan aldı.

puan
{i} point

And finally, twelve points to Estonia! - Son olarak, on iki puan Estonya'ya!

The Dow Jones average posted a gain of two points today. - Bugün Dow Jones ortalama iki puanlık artış ilan etti.

puan
dot

Her skirt is yellow with polka dots. - Onun eteği puantiyeli sarıdır.

She wears dotted gowns to catch attention. - O, dikkat çekmek için puantiyeli elbise giyer.

puan
(Dilbilim) grade

These are graded on a hundred-point scale. - Bunlar yüz puanlık bir ölçekte derecelendirilir.

They got an award for good grades. - İyi puanlar için bir ödül aldılar.

puan
credit

Tom has always had a perfect credit score. - Tom'un her zaman mükemmel bir kredi puanı vardı.

puan
(Ticaret) points

We lost by two points. - Biz iki puanla kaybetti.

Our team is two points ahead. - Takımımız iki puan öndedir.

puan
percentage point
puan
points to
puanlandırma
Assessment score
puan
dot (used as a decoration in a cloth fabric)
puan
spot
puan
point (unit used in keeping the score of a game or in grading a test)
puan
button
puan
mark

He got 90 marks out of 100 in English. - İngilizcede 100 üzerinden 90 puan aldı.

At worst, I will get an average mark. - En kötü ihtimalle, ortalama bir puan alacağım.

puan
(Tekstil) pin spot
Турецкий язык - Турецкий язык
Puan vermek
puan
Kumaşlardaki benek
puan
Çeşitli sporlarda kullanılan ölçüsü ve değeri değişken birim
puan
Kumaşlardaki benek, nokta
puan
Genellikle test biçimindeki sınavlarda cevaplandırılacak soruların sayı olarak değeri veya cevaplayanın başarı değeri
puanlandırma
Puan vermek işi
puanlandırmak
Избранное