Onun hastalığı aslında ruhsaldı.
- His illness was mainly psychological.
Babam bir ruh ve sinir hastalıkları hastanesine teslim edildi.
- My father was committed to a psychiatric hospital.
Seçilmiş olanlar kapsamlı tıbbi ve psikolojik testlerle yüzleşmek zorunda kalacak.
- Those selected will have to face extensive medical and psychological tests.
Bir ölçüde Psikoloji öğrenimi yaptım.
- I have studied Psychology to some extent.
Bir ölçüde Psikoloji öğrenimi yaptım.
- I have studied Psychology to some extent.
Bu kitap psikoloji ile ilgilenir.
- This book deals with psychology.
Gerçeklik ve gerçek dışılık, kişinin ruhu için önemlidir.
- Reality and irreality are both important for one's psyche.
Bir psikiyatrik bozukluk için tedavi oldum.
- I've been treated for a psychiatric disorder.
Sami, Leyla'nın psikiyatrik durumunu daha da kötüleştirdi.
- Sami made Layla's psychiatric condition worse.
the psych ward.
... as psych like i said before it's printed synthesis on it ...