Korkarım ki yardım etmek için yapabileceğim çok şey yok.
- There is not much I can do to help, I am afraid.
Birbirimize yardım etmek bizim görevimizdir.
- It is our duty to help one another.
Bir çözüm bulamıyorum. Bana yardım et.
- I cannot find a solution. Help me.
Tom bir çözüm bulmamıza yardım etmeyi kabul etti.
- Tom has agreed to help us find a solution.
Sadece geçen gün neden yardım edemediğimi açıklamak istedim.
- I just wanted to explain why I couldn't help the other day.
Açıklaman için teşekkürler. Bu, cümleyi doğru anlamaya yardımcı olur.
- Thanks for your explanation. It helps to understand the sentence correctly.
Yardımın sayesinde, kitabı oldukça iyi anlayabildim.
- Thanks to your help, I could understand the book quite well.
Yardımın sayesinde, başarılıydık.
- Thanks to your help, we were successful.
Her kimin ihtiyacı olursa ona yardım et.
- Give help to anyone who needs it.
Dün babama yardım ettim.
- Yesterday I helped my father.
Bana yardımcı olmak için zamanın var mı?
- Do you have time to help me?
Bir sorununuz varsa, size yardımcı olmaktan mutluluk duyarım.
- I'd be happy to help you if you're having trouble.