protestocu

listen to the pronunciation of protestocu
Турецкий язык - Английский Язык
protester

The protesters threw stones at the police. - Protestocular polise taş attı.

The president ignored the protesters outside his office. - Genel müdür ofisin dışındaki protestocuları görmezden geldi.

remonstrant
bucker
protesto
(Hukuk) protest

The protesters demanded government reform. - Protestocular hükümetten reform talep etti.

He didn't open his mouth to protest. - O, protesto etmek için ağzını açmadı.

protesto
outcry

The sinking of the RMS Lusitania caused an international outcry. - RMS Lusitania'nın batması uluslararası bir protestoya neden oldu.

protesto
protestation
protesto
in protest
protesto
(Denizcilik) protest
protesto
protesting; protest
protesto
remonstrance
protesto
protestation, protesting
protesto
protesting

He probably meant that people go to demonstrations just to show up instead of actually protesting. - O, muhtemelen insanların gerçekten protesto yapmak yerine sadece boy göstermek için gösterilere gittiklerini kastediyordu.

Tom stopped protesting. - Tom protesto etmeyi durdurdu.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение protestocu в Турецкий язык Турецкий язык словарь

protesto
Herhangi bir davranışın haksız, yersiz, gereksiz görülerek onaylanmadığını bildiren resmî açıklama
protesto
Bir davranışı, bir düşünceyi, bir uygulamayı haksız, yersiz, gereksiz bularak karşı çıkma, kabul etmeme
protesto
Değerli evrak niteliğindeki borç senedinin ödenmemesi durumunda, özel bir biçime bağlı ve belli hukuki sonuçlar doğuran bildirim
protesto
Bir vergiyi istemeyerek ödediğine dair mükellefin itirazı
protesto
Herhangi bir davranışın haksız, yersiz, gereksiz görülerek onaylanmadığını bildiren resmî açıklama: "Efendiler, aynı günde muhtelif vesaitle şu protestoyu gönderdim."- Atatürk
protestocu
Избранное