O, protesto etmek için ağzını açmadı.
- He didn't open his mouth to protest.
Bütün öğrenciler savaşı protesto ettiler.
- All the students protested against the war.
O yeni planı protesto etti.
- He protested against the new plan.
Güney'in protesto etmek için iyi bir nedeni olduğunu söyledi.
- He said the South had good reason to protest.
Polis, göstericilere birçok göz yaşartıcı bomba attı.
- The police threw many tear-gas grenades at the protesters.
Göstericiler sinagogu ateşe verdiler.
- The protesters burnt down the synagogue.
İstifasını şirket politikasına itiraz ederek sundu.
- He submitted his resignation in protest of the company's policy.
Güney'in protesto etmek için iyi bir nedeni olduğunu söyledi.
- He said the South had good reason to protest.
Muhtemelen insanların gösterilere protesto etmek için değil, sadece kendilerini göstermek için gittiklerini demek istiyor.
- He probably meant that people only go to demonstrations to show themselves and not to protest.
Mahkeme kararını temyiz ettiler.
- They appealed the court's decision.
Tom'un mahkumiyeti temyiz oldu ve kazandı.
- Tom appealed his conviction and won.
Bence o gerçekten albenilidir.
- I think that's really appealing.
Protestocular polise taş attı.
- The protesters threw stones at the police.
Protestocuların üçü yaralandı.
- Three of the protesters were wounded.
Pazartesinin protestoları çoğunlukla barışçıldı.
- Monday's protests were mostly peaceful.
Protestolar devam etmelidir.
- Protests must continue.
O yardım için bize başvurdu.
- He appealed to us for help.
Tom yardım başvurusunda bulundu.
- Tom appealed for help.
Onun subaylarından bazıları protesto etti.
- Some of his officers protested.
Beth protesto etti, ancak annesi onun inanılmaz şişman olduğunu hatırlattı.
- Beth protested, but her mother reminded her that she was incredibly fat.
Siz bir protestan mısınız?
- Are you a Protestant?
Protestanlar azizleri kutsal saymazlar.
- Protestants don't venerate saints.
Göstericiler sinagogu ateşe verdiler.
- The protesters burnt down the synagogue.
Polis, göstericilere birçok göz yaşartıcı bomba attı.
- The police threw many tear-gas grenades at the protesters.
Polis protestocu gençlere karşı biber gazı kullandı.
- The police used tear gas against the protesting students.
Neden onlar protesto ediyor?
- Why are they protesting?
I protest my innocence.
They protested the demolition of the school.
The public took to the streets to protest over the planned change to the law.
In all Penelope's devotion to her husband there is an ever present sense that the lady doth protest too much.
I'm washing-up under protest because it's not my turn.
... You must call, you must not stop, you must protest ...