Şirket, olası müşterilerini partiye davet etti.
- The company invited their prospective customers to the party.
Onun iyileşme ihtimali var mı?
- Is there any prospect of his recovering?
Onlar yasayla bisiklet kaskı giymek zorunda kalma ihtimali ile karşı karşıyalar.
- They now face the prospect of having to wear a cycling helmet by law.
Japonya'nın gelecek için beklentileri kasvetli görünüyor.
- The prospects for Japan's future look dismal.
Bu korkutucu bir beklenti.
- That's a frightening prospect.
Mali görünümler mükemmel.
- The financial prospects are excellent.
Bu kapının ardında seni hangi parlak umutlar bekliyor? Hiç!
- What wonderful prospect is waiting for you on the other side of the door? None!
Onlar şirketin umutları hakkında iyimserdi.
- They were sanguine about the company's prospects.
Otelin güzel bir manzarası var.
- The hotel has a good prospect.
Prospective students are those who have already applied to the University, but have yet to be admitted.
... practitioner's prospective. ...
... were asking prospective employees to turn over their Facebook login credentials. Employers ...