Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
O sahiden akıllı, değil mi?
- She's really smart, isn't she?
Köpeğin akıllı olduğunu düşünmüyor musun?
- Don't you think the dog is smart?
Tom'un yeni akıllı telefonu gerçekten büyük. Artık bir telefona bile benzemiyor.
- Tom's new smartphone is really big. It doesn't even look like a phone anymore.
Ne kadar akıllı olduğun önemli değil.
- It doesn't matter how smart you are.
Ne kadar akıllı olduğun önemli değil. Eğer çok çalışmazsan asla başarılı olmayacaksın.
- It doesn't matter how smart you are. If you don't work hard, you'll never succeed.
Erkek arkadaşım akıllı, yakışıklı, ve cana yakındır.
- My boyfriend is smart, handsome, and friendly too.
Tom tatlı, akıllı ve yakışıklıdır.
- Tom is sweet, smart, and handsome.
Meryem makyajını yenilemek için akıllı telefonunu ayna olarak kullandı.
- Mary used her smartphone as a mirror to touch-up her makeup.
Yeni bir akıllı telefon istiyorum!
- I want a new smartphone!
Mary'den daha akıllı ama Mary kadar hoş değil.
- She's smarter than Mary, but she's not as pretty as Mary.
Tom gösterişli ve güzel bir ev yapmak istiyor.
- Tom wants to build an ostentatious and smart house.