Bekleme salonunda beş hasta vardı.
- There were five patients in the waiting room.
Jim bizi beklemesinin bir sakıncası olmayacağını söyledi.
- Jim said that he wouldn't mind waiting for us.
Biz, erkekler kadınları beklemeye alışığız.
- We men are used to waiting for the women.
Bir otobüs beklerken, arkadaşımla buluştum.
- Waiting for a bus, I met my friend.
Otelin dışındaki Tom için bekleyen bir limuzin vardı.
- There was a limousine waiting for Tom outside the hotel.
Kütüphanenin önünde beni bekleyen bir arkadaşım var.
- I have a friend waiting for me in front of the library.
Bütün sabahı bir şey olmasını bekleyerek geçirdim.
- I spent the whole morning waiting for something to happen.
Seni bekleyerek tüm sabahı boşa harcadım.
- I wasted all morning waiting for you.