Ezici bir çoğunluk acımasız cezanın kaldırılması için oy kullandı.
- An overwhelming majority voted to abolish the brutal punishment.
Anne ezici bir sahne korkusu saldırısının kurbanıydı.
- Anne was the victim of an overwhelming attack of stage fright.
Bunun ne kadar karşı konulmaz olabileceğini biliyorum.
- I know how overwhelming it can be.