Bu bir şeyin çürümesi gibi kokuyor.
- It smells like something's rotting.
O, hiçbir şekilde berbat çürüyen soğan kokusuna tahammül edemedi.
- He could not by any means tolerate the ghastly smell of rotting onion.
Bu bir şeyin çürümesi gibi kokuyor.
- It smells like something's rotting.
Sami hayatının kalanını hapiste çürüyerek geçirecek.
- Sami will spend the rest of his life rotting in jail.