Bugün bir önsezim vardı.
- I had a premonition today.
Tom'un ölmesiyle ilgili bir önsezim vardı.
- I had a premonition of Tom dying.
O, o filmi izledikten sonra önsezi duygusu ile doluydu.
- After watching that film he was filled with a sense of foreboding.
Onun önsezisine rağmen Mary kilere girdi.
- Despite her foreboding, Mary entered the cellar.