Bu araştırma hızlı bir şekilde bitiremeyecek kadar çok uzun.
- This survey is too long to finish quickly.
Hızlı bir kahvaltı yaptım.
- I had a quick breakfast.
Bakım onu çabuk yaşlandırdı.
- Care aged him quickly.
Ona mümkün olduğunca çabuk ihtiyacım var.
- I need it as quickly as possible.
O kıvrak zekalı bir adam.
- He is a quick-witted man.
Tom kıvrak zekalı, değil mi?
- Tom is quick-witted, isn't he?