Tom Mary'nin yarışı kazanacağını önceden tahmin etti.
- Tom predicted Mary would win the race.
Olaylar tam onun tahmin ettiği gibi meydana geldi.
- The events unfolded just as she predicted.
Havanın yarın nasıl olacağını tahmin etmek zor.
- It's hard to predict what the weather will be like tomorrow.
Depremi önceden tahmin etmek gerçekten mümkün mü?
- Is it really possible to predict an earthquake?
Tom'un tahminlerinin hepsi gerçekleşti.
- All of Tom's predictions came true.
Onun tahminleri gerçekleşti.
- His predictions have come true.
Çoğu öngörü başarısız.
- Many predictions fail.
Ne tuhaf, onun öngörüsü gerçekleşti.
- Strange to say, his prediction has come true.
Onun kehanetleri gerçek oldu.
- Her predictions have come true.
Ne garip, onun kehaneti gerçekleşti.
- Strange to say, his prediction has come true.
Tom tahmin edilebilir oldu.
- Tom has become predictable.
Bu tahmin edilebilirdi.
- That was predictable.
İkinci çeyrek GSMH büyüme tahmin edilenden daha yüksekti.
- The second quarter GNP growth was higher than predicted.
Ulusal Eğitim Bilgi Merkezi Mesleği bırakan öğretmenler geri döndüklerinden dolayı tahmin edilen bir öğretmen açığının sonuç vermeyeceğini söylüyor.
- The National Center for Education Information says a predicted teacher shortage won't pan out because teachers who left the profession are returning.
Tom Mary'nin yarışı kazanacağını önceden tahmin etti.
- Tom predicted Mary would win the race.
Tom'un tahmin ettiği gibi her şey işe yarıyor.
- Everything is working out just as Tom predicted.
The amount of rain in April is predictive of the number of mosquitoes in May.
The predictor in the traffic lights control circuit tries to figure out how fast to change the lights.
... parameters so we can predict about the precipitation. ...
... predict the hazards, it's only, it's enough, not enough. ...