Dua etmek için hepimiz diz çöktük.
- We all knelt down to pray.
Dua etmek için dizlerinin üstüne çöktü.
- She went down on her knees to pray.
Benim duama cevap verildi.
- My prayer was answered.
Tom kırk yılda bir Tanrı'ya dua eder.
- Tom prays to God once in a blue moon.
Leyla af dilemek için dua etti.
- Layla prayed for forgiveness.
Leyla yalvarmaya başladı.
- Layla started praying.
Tom ve diğer çiftçiler yağmur için dua etti.
- Tom and the other farmers prayed for rain.
Biz dua etmek için diz çöktük.
- We knelt down to pray.
Well, Major, pray tell us your adventures, for you have frightened us dreadfully.