Tom bir mektup postalamak için postaneye gitti.
- Tom went to the post office to mail a letter.
Mektubu postalamak için postaneye gitti.
- He went to the post office to mail the letter.
Bu bir postane, şu ise bir bankadır.
- This is a post office and that is a bank.
Lütfen mektupları postalamayı unutma.
- Please remember to post the letters.
Modern sonrası tesislerin eksikliği birçok nakliyatçılar için sıkıntıya neden oldu.
- The lack of modern post facilities caused trouble for many shippers.
Tom savaş sonrası kuşağa aitti.
- Tom belongs to the postwar generation.
Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.
- Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.
Tom savaş sonrası kuşağa aitti.
- Tom belongs to the postwar generation.
Köprü on kolonla destekleniyor.
- The bridge is supported by 10 posts.
Başını bir sütuna çarptı.
- He bumped his head against a post.
Lütfen mektupları postalamayı unutma.
- Please remember to post the letters.
Her sabah postacı mektupları dağıtır.
- The postman delivers letters every morning.
Lütfen bu koliyi postaneye götür.
- Please take this parcel to the post office.
Pul koleksiyonum yok ama onu davet etmek için bir mazeret olarak kullanabildiğim Japon kartpostal koleksiyonum var.
- I don't have a stamp collection, but I have a Japanese postcard collection that I could use as an excuse to invite him.
Posta hizmetleri devlet tekelindedir.
- Postal services are a government monopoly.
Bu ülkede posta hizmeti hızlı değildir.
- The postal service in this country isn't fast.
Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.
- It will take her at least two years to be qualified for that post.
Genel müdür her bir adamı görevine atadı.
- The president appointed each man to the post.
İş görüşmem ertelenince saat 3'e kadar boş boş gezdim.
- When my interview was postponed until 3, I wandered around killing time.
Tom işleri her zaman erteliyor.
- Tom is always postponing things.
Lütfen mektupları postalamayı unutma.
- Please don't forget to post the letters.
Oğluma mektupları postalattım.
- I got my son to post the letters.
post game - oyun sonarsı.
Postanede, posta gideceği yere göre sınıflandırılır.
- In the post office, mail is classified according to the place where it is to go.
Buraya posta gönderme yerine Twitter'ı kullan.
- Instead of posting here, use Twitter.
Lütfen bu mektubu bir sonraki postane gezinizde postalayın.
- Please mail this letter on your next trip to the post office.
Herkesin bildiği gibi Christopher Columbus, Amerika'yı en son keşfeden olduğu için sonraki kuşaklar tarafından onurlandırıldı.
- Christopher Columbus, as everyone knows, is honored by posterity because he was the last to discover America.
We were given a moving date, and an exchange date, but the buyers kept moving the goal posts and kept giving us a later date.
Mail items posted before 7.00pm within the Central Business District and before 5.00pm outside the Central Business District will be delivered the next working day.
sent via post; parcel post''.
He prided himself on looking neat even when he was riding post.
Since Jim was new to the game, he had to post $4 in order to receive a hand.
Lew reckons he had three options for the cash-cow which was Premier post the Coles sale.
I couldn't figure it out so I posted a question on Usenet.
Post no bills.
Thanks for saving my hide.
- Benim postumu kurtardığın için teşekkürler.
Mary had a little lamb whose fleece was white as snow.
- Mary'nin postu kar gibi beyaz olan küçük bir kuzusu vardı.
... It's social to tweet and plus 1 or like pages and posts and ...
... through other posts about the Eiffel Tower. ...