Yağmur bir piknik ertelemesi gerektirdi.
- The rain necessitated a postponement of the picnic.
Bu erteleme, umarız sonuncusu olur.
- Let us hope that this is the last postponement.
Oyunu ertelemek zorunda kalacağız.
- We'll have to postpone the game.
Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.
- We had to postpone the gathering because of rain.
Biz muhtemelen yarışmayı ertelemeliyiz.
- We should probably postpone the competition.
Ben, birkaç saatliğine ev işimi yapmayı erteledim.
- I postponed doing my housework for a few hours.
Biz muhtemelen yarışmayı ertelemeliyiz.
- We should probably postpone the competition.
Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.
- We had to postpone the gathering because of rain.
The lawyer asked for a postponement in the trial so he could spend more time preparing before it began.