Rusçamın hâlâ iyi olmadığını biliyorum fakat kaydettiğim ilerlemeden oldukça mutluyum.
- I know my Russian still has a long way to go, but I’m pretty happy with the progress I’ve made.
Korkarım onu bu şekilde yaparak ilerleme kaydedemeyeceğiz.
- I'm afraid we'll get nowhere doing it this way.
Tom onu usulüne göre yaptırdı.
- Tom got it done right way.
İşleri bizim usulümüzle yapmak zorunda kalacaksın.
- You'll have to do things our way.
O zamandan beri büyük mesafe kaydettik.
- We've come a long way since then.
Göl buradan uzun bir mesafedir.
- The lake is a long way from here.
Twitter'ın sloganı Dünyanızda nelerin yeni olduğunu keşfetmenin en iyi yolu.'dur.
- The motto of Twitter is The best way to discover what's new in your world.
20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
- Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
Yöntem biri, bir ikiyi, iki üçü, ve üç sayısız şeyleri üretir.
- The Way produces one, one produces two, two produces three, and three produces the myriad things.
En iyi öğrenme yöntemi hata yapmaktır.
- The best way to learn is to make mistakes.
O çok uzakta yaşıyor.
- He lives a long way away.
Bütün yolu sadece onun evden uzakta olduğunu anlamak için yürüdüm.
- I went all the way to see her only to find her away from home.
Elbiselerimi değiştirirken sadece bir dakika için diğer tarafa bakar mısın?
- Would you mind looking the other way for just a minute while I change my clothes?
Hanımefendiler ve beyefendiler, lütfen bu tarafa gelin.
- Ladies and gentlemen, please come this way.
Tom'un davranış şekli ile ilgili çok sayıda şikâyetler olmuştur.
- There have been a lot of complaints about the way Tom behaves.
Tom Mary'nin davranış biçimini kesinlikle onaylamadı.
- Tom certainly didn't approve of the way Mary was behaving.
Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
- The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
Şimdiki durumdan bir çıkış yolu arıyoruz.
- We are groping for a way out of the present situation.
Bir şeye bakış şeklin senin durumuna bağlıdır.
- Your way of looking at something depends on your situation.
Sizin fikirleriniz bir bakıma doğru.
- Your opinions are right in a way.
O, her bakımdan bir beyefendidir.
- He is a gentleman in every way.