portakal

listen to the pronunciation of portakal
Турецкий язык - Английский Язык
orange

The earth is the shape of an orange. - Dünya portakal şeklindedir.

She wrung the juice from a lot of oranges. - Birçok portakalın suyunu sıktı.

orange tree

Before bearing fruit, orange trees bloom with orange blossoms. - Meyve vermeden önce, portakal ağaçları turuncu çiçekleri ile çiçek açar.

Lemons grow on lemon trees and oranges on orange trees. - Limonlar limon ağaçlarında ve portakallar portakal ağaçlarında büyürler.

orange (the fruit)
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: sedefotugiller) sweet orange
orangey
portakal kabuğu
orange peel
portakal rengi
orange

She's wearing an orange dress. - Portakal rengi bir elbise giyiyor.

Tom was wearing an orange prison jumpsuit. - Tom portakal rengi bir cezaevi tulumu giyiyor.

portakal bahçesi
orange grove
portakal gazozu
orangeade
portakal rengi
1. orange, the color orange. 2. orange, orange-colored
portakal renkli
orange, orange-colored
portakal reçeli
marmalade
portakal suyu
orange juice

He drank orange juice out of a bottle. - O bir şişeden portakal suyu içti.

Mother bought two bottles of orange juice. - Anne iki şişe portakal suyu aldı.

portakal çiçeği
orange blossom
portakal çiçeği esansı
nerol
göbekli portakal
navel orange
koyu portakal
dark orange
sıkma portakal suyu
orange crush
portakal
Избранное