The popularity turned her head.
- Popülerlik başını döndürdü.
She won popularity in the town.
- Kentte popülerlik kazandı.
Young people like popular music.
- Genç insanlar popüler müzikten hoşlanır.
Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
- Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
The singer is popular among young people.
- Şarkıcı genç insanlar arasında popülerdir.
Young people like popular music.
- Genç insanlar popüler müzikten hoşlanır.