He has many enemies in the political world.
- Politik dünyada pek çok düşmanı var.
He had lost all political power.
- O bütün politik gücünü kaybetti.
I am trying to understand the politics of my country.
- Ülkemin politikasını anlamayı deniyorum.
He has no interest in politics.
- Onun politikaya ilgisi yok.
Because it is politics that has caused this war, making the war our everyday reality.
- Savaşı gündelik gerçeklik yaparak, bu savaşa sebep olan politik görüştür.
Tom was politically conservative.
- Tom politik olarak muhafazakârdı.
Aren't you still politically active?
- Sen hâlâ politik olarak aktif misin?