Sonuç olarak, daha fazla kadın eşit işi alıyor.
- As a result, more women are receiving equal work.
Sürücü trafik kurallarını çiğnedi, sonuç olarak da cezalandırıldı.
- The driver violated the traffic rules; as a result, he was fined.
Kaza sonucu olarak birçok yolcu öldü.
- As a result of the accident, several passengers were killed.
Savaşın bir sonucu olarak, birçok kişi öldü.
- As a result of the war, many people died.