Dolu ağzınla konuşmak terbiyesizlik olması gerekiyor.
- It's supposed to be bad manners to talk with your mouth full.
İnsanları parmakla göstermek terbiyesizlik.
- It's bad manners to point at people.
Ebeveynlerin sana adabımuaşeret öğretmedi mi?
- Didn't your parents teach you manners?
Tom'un güzel töreleri var.
- Tom has good manners.
Affedersiniz, benim törelerim nerede?
- Excuse me, where are my manners?
Sana bazı görgü kurallarını öğretmek zorunda kalacağım!
- I'm going to have to teach you all some manners!
Masa görgüsünü onlara kim öğretti?
- Who taught them table manners?
Fakat onun edepsizliği var.
- But he has bad manners.