plural form of thing

listen to the pronunciation of plural form of thing
Английский Язык - Турецкий язык

Определение plural form of thing в Английский Язык Турецкий язык словарь

things
{i} eşyalar

Tom'un eşyaları kara borsadan aldığını işittim. - I've heard that Tom buys things on the black market.

Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al. - Take things a little more seriously.

things
{i} işler

İşler planlandığı gibi gitmedi. - Things didn't go as planned.

Umarım sizin için işler yolunda gidiyordur. - I hope things have been going well for you.

things
{i} palto
things
{i} giysiler

Büyük annem giysiler örmeyi seviyor. - My grandmother likes to weave things.

things
olaylar

Biz olaylara kızmamalıyız: onlar hiç umursamıyor. - We must not get angry at things: they don't care at all.

Olayları gerçekten oldukları gibi görmeye çalış. - Try to see things as they really are.

things
{i} şapka
things
ortalık

Ortalık vahşileşmek üzere. - Things are about to get wild.

things
koşullar

Burada Boston'da koşullar farklıdır. - Here in Boston, things are different.

Koşullar değişmek üzere. - Things are about to change.

things
ilişkiler

İlişkiler daha kötü oluyorlar. - Things are getting worse.

İlişkiler çirkinleşiyor. - Things are getting ugly.

things
gidişat

Gidişat çok hızlı değişir. - Things change too quickly.

Tom gittikten sonra buralarda gidişat aynı olmayacak. - Things won't be the same around here after Tom leaves.

things
eşya hukuku
things
vaziyet

Umarım vaziyet çok değişmez. - I hope things don't change too much.

things
durum

Ortak çok şeyimiz var: örneğin hobilerimiz, eğitim durumu. - We have many things in common: hobbies, educational backgrounds, for instance.

Bizim ortak çok şeyimiz var: hobiler, öğretim durumu, ve benzeri. - We have many things in common: hobbies, educational background, and so on.

things
eşya

Dolapta Tom'un eşyalarının bulunduğu bir kutu buldum. - I found a box of Tom's things in the closet.

Tom'un eşyaları kara borsadan aldığını işittim. - I've heard that Tom buys things on the black market.

things
şeyler

Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar. - Older people are often afraid of trying new things.

Çeşitli şeyler hakkında konuştuk. - We talked about various things.

things
iş/malzeme/şey
Английский Язык - Английский Язык
things
plural of thing
things
plural form of thing

    Расстановка переносов

    plu·ral form of thing

    Турецкое произношение

    plûrıl fôrm ıv thîng

    Произношение

    /ˈplo͝orəl ˈfôrm əv ˈᴛʜəɴɢ/ /ˈplʊrəl ˈfɔːrm əv ˈθɪŋ/
Избранное