Düşünceler kelimeler vasıtasıyla ifade edilirler.
- Thoughts are expressed by means of words.
O, resimler vasıtasıyla fikrini açıkladı.
- She explained her idea by means of pictures.
İngilizce bir haberleşme aracıdır.
- English is a means of communication.
Ancak, sadece insan topluluğunun bir iletişim aracı olarak sözlü dili vardır.
- However, only the human community has verbal languages as a means of communication.
Bir araba, bir bisiklet, bir uçak, bir tekne ve bir tren tümü ulaştırma araçlarıdır.
- A car, a bicycle, an airplane, a boat, and a train are all means of transportation.
Olası tüm araçları denedim.
- I tried all possible means.
Tom kazandığından çok para harcıyor.
- Tom lives beyond his means.
Başarı çok para anlamına gelir, değil mi?
- Success means much money, doesn't it?
Bu işaret yürüme anlamına gelir.
- This signal means don't walk.
Onunla, Boeing diğer sorunların da olabileceği, ama mürettabat işini doğru şekilde yaparsa bir kazadan kaçınılabileceği anlamına gelir.
- By that, Boeing means that there may also have been other problems, but that an accident could have been avoided if the crew had done their job correctly.
Mümkün olan tüm yollarla bir savaşı önlemeliyiz.
- We must prevent a war by all possible means.
Akla gelebilecek her yolu denedim.
- I have tried every means imaginable.
Ne pahasına olursa olsun, onu istediğini söyledin!
- You said you wanted it by any means!
İngiliz dili şüphesiz en kolay ve aynı zamanda uluslararası iletişimin en etkili aracıdır.
- The English language is undoubtedly the easiest and at the same time the most efficient means of international communication.
Şüphesiz boğulan çocuğu kurtarmalıyım.
- I must save the drowning child by all means.