platzen

listen to the pronunciation of platzen
Немецкий Язык - Турецкий язык
en {plaudı'ray} e konuşma, söyleşi, sohbet
çatlamak, yarılmak; patlamak, infilak etmek
ileri atılma
vor Wut platzen
öfkeden kudurmak
Английский Язык - Турецкий язык

Определение platzen в Английский Язык Турецкий язык словарь

burst
{i} patlama

Şükran Günü'nden bir önceki gün süpermarketler patlamaya hazır. - The day before Thanksgiving, the supermarkets are full to bursting.

Biz patlama duyduk ve evin tutuştuğunu gördük. - We heard the explosion and saw the house burst into flames.

burst
(Çevre) hızlanma
burst
boşanmak göz yaşı
burst
patlayış
burst
(Bilgisayar) kağıt ayırma
burst
{f} patla

Onların hepsi gülmekten patladılar. - They all burst out laughing.

Su boruları dondu ve sonra patladı. - The water pipes froze and then burst.

burst
kağıt ayırmak
burst
{f} aniden açmak
burst
{f} patlak vermek
burst
{i} patlama, çatlama
burst
{f} fırlamak
burst
birde

Kız annesini görür görmez birden ağlamaya başladı. - Instantly the girl saw her mother, she burst out crying.

Tom birden ağlamaya başladı. - Tom burst out crying.

burst
(fiil) patlak vermek, patlamak; atılmak, fırlamak; çatlamak, yarılmak; boşanmak (gözyaşı), fışkırmak; infilak etmek, ortaya çıkmak, aniden açmak, had safhaya gelmek
burst
ileri fırlamak
burst
{f} çatlamak
burst
(isim) patlama, infilak, hamle, ileri atılma, atış, açılma, göz önüne serilme
burst
{f} atılmak
burst
{s} patlamış, patlak
burst
bir el silah atımında yapılan atış
burst
{i} hamle
Немецкий Язык - Английский Язык
bursting
burst
burst}
to bounce (cheque/check)
to crack
to burst {burst
burst with
Platzen durch Überhitzung
heat blow-out
platzen (Reifen)
to blow (tyre/tire)
platzen lassen
foiled
platzen lassen
popped
platzen lassen
scuttled
platzen lassen
to scuttle something
platzen lassen
thwarted
platzen lassen
to foil
platzen lassen
to thwart
platzen lassend
popping
platzen lassend
scuttling
platzen lassend
thwarting
platzen lassend
foiling
platzen {vi}
to rupture
platzen {vi}
split}
platzen {vi}
to split {split
Abkürzung (zwischen zwei Plätzen)
thoroughfare (between to places)
Dann ließ er die Bombe platzen und gab bekannt, dass er schwul ist.
Then he dropped the bombshell by revealing that he was gay
Der Auslöser für ihren Tod war das Platzen eines Blutgefäßes im Gehirn.
Her death was triggered by a burst blood vessel in the brain
Die Bande operiert auf belebten öffentlichen Plätzen.
The gang operates in busy public places
Er ließ seinen Luftballon platzen.
He popped his balloon
an verschiedenen Plätzen
here and there
an verschiedenen Plätzen
in different places
aus den Nähten platzen
to burst at the seams
das Platzen einer Blase
the burst of a bubble
das Platzen eines Reifens
the bursting of a tyre
etw. platzen lassen
to pop something
in ein Foto platzen
to photobomb
vor Neugierde platzen
to be bursting with curiosity
vor Neugierde platzen
to be brim-full of curiosity
vor Neugierde platzen
to burst with curiosity
zum Platzen bringen
to burst {burst
zum Platzen bringen
burst}
zum Platzen bringend
bursting
zum Platzen gebracht
burst